Yas 35 baslikli bir yazi yazmayi bekliyorum bi kac
senedir… Yazmayi dusundugum seyler,
hissettiklerim cok baskaydi bu 35 yas yazisini yazmayi hayal ederken, simdi
hersey bambaska. Yolun yarisi eder mi hakkaten, kivama ulasmis sayilir miyiz,
“anlamak” ya da “anlamayi istemek” icin 35 sene yeter mi bilmem ama ne Taranci icin 35 yari yol
etmis, ne de Dante Beatrice’inin ardindan omur boyu arafta kalmis…sanirim iste
butun sikinti o araf… ne o taraf, ne bu taraf; hem o taraf, hem bu taraf…
Kalbimde gizlice dans eden seyler vardi yillar yili, her
turlu kotuluge gogus geren, sig akillara direnip kendini besleyen, herseyin
arkasinda tutmayi becerebildigim, kanitsal ve kagitsal zekayla bagdastirilamaz,
beni en iyi taniyan insani bile asirtip avucumda saklayabildigim, benim icin en
kiymetli taslardan daha kiymetli bir cevher; Yeter ki kararmasin dedikleri
turden..
Aklimi ve gonlumu bir tutup da ikna edebildigim tek sey oydu.
Hep sandim ki orda duracak, buyuyerek belki bir zaman, beni samimiyetle ele
gecirecek ve gun gibi cikacak ortaya. Iste o zaman baslayacak ustalik: duruluk,
berraklik. Oyle olmuyormus… tum bu umitleri besledigin hayat bir anda kolunu
kanadini koparip koyuyormus yolun ortasina. Heryer savas alani, her cephe
dusmus, nereye donsen gozyasi. Annesinin gozune 30 saniye fazladan baksan
gozunden yas degil de kan geliyor. Kalmissin ortasinda bir derin belanin… kipirdanmiyor.
Mutlak bir aci, ablukadasin…
Cok cabuk geciyor
dedigin hayat, icindeki sonmez isik, kalbindeki o pirilti, heyecanla ‘hayat
acaba benim icin ne guzellikler sakliyor’ dedigin telas yerini daha mat, daha
sakin bir bekleyise birakiyormus, neleri
bekledigini bilmemenin korkusuyla, o kesif belirsizlik kokusuyla. Dunyanin
basina yikildigi, belki son nefesini verdigin o acayip ana kadar geri sayiyormussun
hissi. Muthis bir aci. Sonrasi bos. Sonrasi sil bastan.
Olan bitene ragmen henuz olmamis ve bitmemis onca seyin
hatrina ucuruma saldigin aklinin ipini yavas yavas geri cekip yerlestiriyorsun
yerine. Sevgi bekleyen, ilgi bekleyen, yasamayi bekleyen suruyle seyin yuzu
suyu hurmetine siyrilip o mengeneden tekrar gulumsuyorsun. Yasiyorsun iste,
hicbirsey yokmus gibi, canin yanmamis gibi, durup durup en kiymetlilerini
kaybetmemis, olum yokmus gibi
yasiyorsun.
Iste bunlar hep 35
yas. Bu dusup dusup kalkmalar, cigerini sokup yerine takmalar, en bastan
baslamalar, isyan ustune isyanlar,hesaplasmalar ve dahi hesapsizliklar hep bu
yastan. Durulurum, berraklasirim dedigim yaslarda firtinilar kopartmak da yukardakinin alamet-i farikasi. Butun
taslar yerine oturmaya basliyor sandiginda tas ustunde tas, omuz ustunde bas koymamak onun politikasi. Huzuru bulmaya
yaklastigini dusunurken gogus kafesini ortadan yirtip oylece birakan bir mayin
tarlasi. Bugun de basmadiysan mayina ne ala! Hadi bi gun daha! Oyle belirsiz,
oyle sonsuz iste. Bir saat sonra da gelebilir ‘beyaz bir bez icre ozgurluk’
sacma bir muz kabugunun marifetiyle, bir
asir da bekleyebilir.” Is ki o arayi doldurasin” denir turlu kitapta, bu
icindeki o cevherin isildamasina baglidir. Sevke ve istege baglidir. Havada
kalip, arada kalip surunmeyi sevmez. Anlamani ister ve ona dogru yurumeni,
kaybedecek lahza, duraksayacak adim yoktur. Anlamali ve yurumelisin. 35 de
olsan 75 de olsan yuruyceksin. Anne da olsan, yegen de olsan devam edeceksin.
Hepsini katacaksin yanina ve yuruyceksin. Dedemdi diyip durmak, dayimdi diyip
yikilmak yok. Anneyim diyip kalkacaksin, birilerinin evladiyim diyip
yuruyceksin. Bu yas bunu gerektiriyormus cunku. Ic dunyan alasagi edilmisken
dis dunyayi korumak, icinde kitalar yer
degistirirken disarida biseyleri vakar icinde karsilamak, zerafetle hayat
oyununa katilmak boynumuzun borcuymus cunku. 20’li yaslardaki gibi carpip
kapiyi, yikip dokup cekip gidilmiyomus cunku. Iste, bunlar da hep 35 yas…
Sansli, uzerine titrenmis, sevgiyle beslenmis, bir dedigi
iki edilmemis bir cocuk olarak gectigim bu hayattan ben de kendi payima dusen
darbeleri yiyerek; gereginde basima inciden tacimi takarak, kimi gun kas goz
yarilmis bitap, kimi gun cicek bahceleri
icre ilerliyorum iste. Bildigim,
guvendigim, sirtimi dayadigim bircok sey artik yok. Boylelikle, yaptigim
cikarimlar, ogrendiklerim, aklimca dogrulayip icime suzdugum seyler de yok, yok
oldu. Simdi ne mi olacak… hadi yeni bastan..yeni dengeler, ip ustunde korumasiz
yurumeler..ve yine ve hep o ayni donguler.
Hersey, her an, degisiyor.. her an.. Hayatin adil olmadigini
bagira bagira biliyorum. Hakedenin hakettigini yasamadigini buyuk buyuk
goruyorum. Oyle pek herkesin kalbinin ekmegini yemedigini de seziyorum ustune
ustluk.. Kalp kirmanin bes para etmedigi, vicdanini temiz, icindeki pusulayi
keskin tutmanin her tur seyden onemli oldugu, olumden ote koyu, candan gayri
soyu olmayan bu anlamasi namumkun, sirazesi kaymis hayatta var olmak. Kendi
dongum icinde 17 senede bir yerle yeksan olan dunyami ayakta tutmak , normale cevirip islevsel hale
getirmek asli gorevim. Gorev insaniyim da allahtan…
Bir butun olarak tartip anlam yuklemeye calisinca icinden
cikilmicak yerlere suruklendigim halde anlamak, en azindan anlamaya calismak
hep yolum. Yolda neler var, neler yok daha, gorucez. Yolun yarisi, ceyregi
butunu neresidir onu ancak yukaridaki biliyor herlade ama umudumdur ki bu yol
bitince yine sevdiklerimle yuruyebilecegim baska yollar da olsun, kesissin,
birlessin, butunlessin guzel ve cicekli ve gunesli ve Fikretli ve Cuneytli bi
yerde…
35 yasim kutlu olsun… bir 35’i daha varsa bu isin, mutlu
olsun... 70'lik severiz zira ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder