30 Eylül, 2011

Ask 2 yasinda!

Lorenzo Fikret Dicosimo... Ismiyle mustesna harika kucuk adam. Adinin icinde bitanecik dedemi tasiyan, evinde tek kelime Italyanca bilen biri olmamasina ragmen koklerinden dolayi haso bir Italyan ismiyle cagirilan kucuk canavar. Tam iki sene oldu hayatim degiseli, boyle bir askla tanisali.
 Karsiliksiz asklara tutulduk ya hepimiz vaktiyle, platonik hani, sevdik sevdik bisey olmadi, sevilenlerin ruhu bile duymadi; karsiliksiz ask diyince ilk o gelirdi eskiden aklima. Ben sevmisim , o sevmemis, cok uzucuymus, Allah onu kahretsinmis falan... Simdi biliyorum ki karsiliksiz ask o degil. O mevzuda cok belli ki karsilik beklemissin ve alamamissin ama asil karsiliksiz ask evladina olani; Karsiliginda hicbirsey beklemeden onu sevmek aslolan. Ne olursa olsun sevmek. Dunya yikilsa bi onu kurtarmaya calismak, sacinin teline zarar gelse tas tas ustunde koymamak. Sinirlenip sana vurdugunda ah canim ne tatli vuruyo demek, sana tabagindaki yemegi kasikli mancinikla firlattiginda, ay ne seker firlattin demek. Sacma sapan seylere sevinip onu bunaltana kadar sikistirip opmek. Iste bu o, karsiliksiz sevmek. Tarifi cok zor, ici titriyor insanin, akli duruyor...
Oglum 2 yasina giriyor sadece 10 gun kaldi, oyle yorgunum, oyle daimi bir uykusuzluk icindeyim ki sormayin. Bu Lorenzocuk bu aralar 2 yas sendromu geciriyor. Korkacak bisey yok , her cocugun gectigi bi donem, ilk ergenlik diyorlar bi adina da. Ozgurlukcu, yenilikci, inatci ve bol bagirgan bi zaman dilimi... beni de dilim dilim etti :)) cabuk gececegini umuyor sikiyoruz disimizi. Ya sabir cekip oyalamaya calisiyoruz. Iste oyle zamanlarda bile yuzune bi bakiyorum bu minik adamin ve Allaha nasil sukredecegimi sasiriyorum onu bana verdigi icin. Saglikli, yakisikli, cimcime bi ogul verdi bana hayat. Oyle sansliyim ki... Hergun yeni bi kelime ogreniyo, yavas yavas konusuyo, yarisi Turkce, yarisi Ingilizce, komik komik isler yapiyo. Akli ermez, anlamaz dedigimiz seyleri elinin ucuyla yapiyo, sasirip kaliyoruz..
Oyle bir macera iste... Derler ya hayat sinar insani hep diye, evlat en buyuk sinav. Sen ona ne veriyorsan o kadar olacak bi insan. Ne verirsen onu yiyebilecek, ne ogretirsen onu bilecek. Oyle zor ki, onu nasil sekillendirecegini bilmek, kalbinin sesini dinlemeye calismak, sinirlari onu zorlamadan, kisitlamadan, incitmeden cizmeye gayret etmek. Velhasil, annelik zor zenaat..
Arada bir duyuyorum etrafimda anne olmak istemeyen kadinlar. Tibbi mecburiyetlerden oturuyse tabii ki soylencek soz yok, o baska, ama eger vucudunuz el veriyorsa bu duyguyu tadin derim. Bu, baska hicbi duyguyla yama yapilamayacak bi his. Yasadiginiz en buyuk asklar, ana-baba sevgisi, en degerli dostunuz, kopeginiz, evlat sevgisinin yaninda viz gelir tiris gider. Hazir olmayi da beklemeyin oyle uzun uzun, cunku hic bilmediginiz bi duyguya, maceraya hazirlanmak pek mumkun degil. Allah size boyle bi aski yasama yetisi vermisken bunu pas gecmeyin derim. Siz de cok yoruluun, siz de uyumayiin ama mutlaka ki siz de ASIK OLUN...:)
Canim oglum, tatli Lorenzom ,dogumgunun kutlu olsun, mutlu, saglikli, gunes gibi omrun olsun. Hayat sana hep harikalar yaratsin, karsina hep iyi insanlar cikarsin ,guzel gozlerin hep sevgiye baksin.
 Seni seviyorum, hergun daha cok ve daha cok... Bana hep gul..