19 Şubat, 2018

35 Yas icin


Yas 35 baslikli bir yazi yazmayi bekliyorum bi kac senedir…  Yazmayi dusundugum seyler, hissettiklerim cok baskaydi bu 35 yas yazisini yazmayi hayal ederken, simdi hersey bambaska. Yolun yarisi eder mi hakkaten, kivama ulasmis sayilir miyiz, “anlamak” ya da “anlamayi istemek” icin 35 sene yeter  mi bilmem ama ne Taranci icin 35 yari yol etmis, ne de Dante Beatrice’inin ardindan omur boyu arafta kalmis…sanirim iste butun sikinti o araf… ne o taraf, ne bu taraf; hem o taraf, hem bu taraf…

Kalbimde gizlice dans eden seyler vardi yillar yili, her turlu kotuluge gogus geren, sig akillara direnip kendini besleyen, herseyin arkasinda tutmayi becerebildigim, kanitsal ve kagitsal zekayla bagdastirilamaz, beni en iyi taniyan insani bile asirtip avucumda saklayabildigim, benim icin en kiymetli taslardan daha kiymetli bir cevher; Yeter ki kararmasin dedikleri turden..

Aklimi ve gonlumu bir tutup da ikna edebildigim tek sey oydu. Hep sandim ki orda duracak, buyuyerek belki bir zaman, beni samimiyetle ele gecirecek ve gun gibi cikacak ortaya. Iste o zaman baslayacak ustalik: duruluk, berraklik. Oyle olmuyormus… tum bu umitleri besledigin hayat bir anda kolunu kanadini koparip koyuyormus yolun ortasina. Heryer savas alani, her cephe dusmus, nereye donsen gozyasi. Annesinin gozune 30 saniye fazladan baksan gozunden yas degil de kan geliyor. Kalmissin ortasinda bir derin belanin… kipirdanmiyor. Mutlak bir aci, ablukadasin…

 Cok cabuk geciyor dedigin hayat, icindeki sonmez isik, kalbindeki o pirilti, heyecanla ‘hayat acaba benim icin ne guzellikler sakliyor’ dedigin telas yerini daha mat, daha sakin bir bekleyise birakiyormus, neleri  bekledigini bilmemenin korkusuyla, o kesif belirsizlik kokusuyla. Dunyanin basina yikildigi, belki son nefesini verdigin o acayip ana kadar geri sayiyormussun hissi. Muthis bir aci. Sonrasi bos. Sonrasi sil bastan.

Olan bitene ragmen henuz olmamis ve bitmemis onca seyin hatrina ucuruma saldigin aklinin ipini yavas yavas geri cekip yerlestiriyorsun yerine. Sevgi bekleyen, ilgi bekleyen, yasamayi bekleyen suruyle seyin yuzu suyu hurmetine siyrilip o mengeneden tekrar gulumsuyorsun. Yasiyorsun iste, hicbirsey yokmus gibi, canin yanmamis gibi, durup durup en kiymetlilerini kaybetmemis, olum yokmus  gibi yasiyorsun.

 Iste bunlar hep 35 yas. Bu dusup dusup kalkmalar, cigerini sokup yerine takmalar, en bastan baslamalar, isyan ustune isyanlar,hesaplasmalar ve dahi hesapsizliklar hep bu yastan. Durulurum, berraklasirim dedigim yaslarda firtinilar kopartmak  da yukardakinin alamet-i farikasi. Butun taslar yerine oturmaya basliyor sandiginda tas ustunde tas, omuz ustunde bas  koymamak onun politikasi. Huzuru bulmaya yaklastigini dusunurken gogus kafesini ortadan yirtip oylece birakan bir mayin tarlasi. Bugun de basmadiysan mayina ne ala! Hadi bi gun daha! Oyle belirsiz, oyle sonsuz iste. Bir saat sonra da gelebilir ‘beyaz bir bez icre ozgurluk’ sacma bir muz kabugunun marifetiyle, bir  asir da bekleyebilir.” Is ki o arayi doldurasin” denir turlu kitapta, bu icindeki o cevherin isildamasina baglidir. Sevke ve istege baglidir. Havada kalip, arada kalip surunmeyi sevmez. Anlamani ister ve ona dogru yurumeni, kaybedecek lahza, duraksayacak adim yoktur. Anlamali ve yurumelisin. 35 de olsan 75 de olsan yuruyceksin. Anne da olsan, yegen de olsan devam edeceksin. Hepsini katacaksin yanina ve yuruyceksin. Dedemdi diyip durmak, dayimdi diyip yikilmak yok. Anneyim diyip kalkacaksin, birilerinin evladiyim diyip yuruyceksin. Bu yas bunu gerektiriyormus cunku. Ic dunyan alasagi edilmisken dis dunyayi korumak,  icinde kitalar yer degistirirken disarida biseyleri vakar icinde karsilamak, zerafetle hayat oyununa katilmak boynumuzun borcuymus cunku. 20’li yaslardaki gibi carpip kapiyi, yikip dokup cekip gidilmiyomus cunku. Iste, bunlar da hep 35 yas…

Sansli, uzerine titrenmis, sevgiyle beslenmis, bir dedigi iki edilmemis bir cocuk olarak gectigim bu hayattan ben de kendi payima dusen darbeleri yiyerek; gereginde basima inciden tacimi takarak, kimi gun kas goz yarilmis bitap, kimi gun cicek bahceleri  icre ilerliyorum iste.  Bildigim, guvendigim, sirtimi dayadigim bircok sey artik yok. Boylelikle, yaptigim cikarimlar, ogrendiklerim, aklimca dogrulayip icime suzdugum seyler de yok, yok oldu. Simdi ne mi olacak… hadi yeni bastan..yeni dengeler, ip ustunde korumasiz yurumeler..ve yine ve hep o ayni donguler.

Hersey, her an, degisiyor.. her an.. Hayatin adil olmadigini bagira bagira biliyorum. Hakedenin hakettigini yasamadigini buyuk buyuk goruyorum. Oyle pek herkesin kalbinin ekmegini yemedigini de seziyorum ustune ustluk.. Kalp kirmanin bes para etmedigi, vicdanini temiz, icindeki pusulayi keskin tutmanin her tur seyden onemli oldugu, olumden ote koyu, candan gayri soyu olmayan bu anlamasi namumkun, sirazesi kaymis hayatta var olmak. Kendi dongum icinde 17 senede bir yerle yeksan olan dunyami  ayakta tutmak , normale cevirip islevsel hale getirmek asli gorevim. Gorev insaniyim da allahtan…

Bir butun olarak tartip anlam yuklemeye calisinca icinden cikilmicak yerlere suruklendigim halde anlamak, en azindan anlamaya calismak hep yolum. Yolda neler var, neler yok daha, gorucez. Yolun yarisi, ceyregi butunu neresidir onu ancak yukaridaki biliyor herlade ama umudumdur ki bu yol bitince yine sevdiklerimle yuruyebilecegim baska yollar da olsun, kesissin, birlessin, butunlessin guzel ve cicekli ve gunesli ve Fikretli ve Cuneytli bi yerde…  



35 yasim kutlu olsun… bir 35’i daha varsa bu isin, mutlu olsun... 70'lik severiz zira ;)






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder