20 Ekim, 2011

Ates

Ates dustugu yeri yakar-di. Artik o ates hepimizi yakar oldu... Herkes isyanda, herkes haykiriyor.. Yeter artik... Aslinda cok once de yeterdi.. bundan bi sene once yine 30 askerimiz sehit dustugunde de yetmisti, 30 yil once bu hain saldirilar, kalles pusular ilk basladiginda da. Ve aslinda tek bir askerimizin bile bu hain saldirilarda sehit dusmesi yeter.
Icim aciyor benim.. hic sehit olan yakinim, tanidigim olmadi. Hic bi annenin oglunun olum haberini alis anina sahit olmadim. Hep televizyondan gorduk. Televizyondan da olsa her gordugumde agladim. Cocuktum evde bu haberlere aglanirdi, buyudum benim cocugum oldu yine bu haberlere aglaniyor. Icim gidiyor, bogazimda bir yumru, yutkunuyorum gitmiyor...
Turk-Kurt meselesi degil bu sadece, evladini hainlerle vurussun diye askere gonderen binlerce kurt anasi var. Oglu hainler tarafindan oldurulunce kurtce agit yakip, kurtce vatan sagolsun diyebilen soylu kadinlar. Ulkesini seven, ayrilik cikarmadan huzur icinde yasamak isteyen bir suru insan. Turkiye'de yasayan her vatandasin esit haklara sahip oldugunu bilen, yurduna, yasadigi topraga, soludugu havaya, ictigi suya saygi duyan Kurt asilli Turkler... var...
Kim nasil durduracak bu eziyeti bilmiyorum. Benim de evladim var artik, anne olan herkesin bu acinin derinligini, nasil yenilir yutulur cinsten olmadigini birazcik daha iyi anlayabildigini saniyorum. Bugun gazetelerde sehit haberi alan bir ailenin resmini gordum. Tam o ani yakalamis fotografci. Haberin geldigi an... Sonsuza kadar surecek bir acinin baslangic ani... Atesin dustugu an. Dunyanin, bir ailenin basina yikildigi an.. Hayat boyu yasanan tum anlardan daha guclu, daha zor, daha acimasiz, daha  siddetli, daha ofkeli bi an... Allah kimseye gostermesin..
Bizim boyle canimiz acirken o evler nasil yanar , kavrulur o atesle kim bilir. Ocunu alamayacagini bilen anneler babalar vatan sagolsun der. VATAN SAGOLSUN... bunu diyebilmek ne buyuk erdemdir, ne buyuk onurdur bilir misiniz? Siz diyebilir misiniz? Bir babanin " Iki oglum daha var, onlar da vatanima feda olsun " demesi icinde ne buyuk acilar ve ne buyuk bir yurek barindirir... Yeni evlenmis gencecik bir arkadasimin esi doguda asker, gecen gun gururla yazdi yeni gelin facebook'ta; Korkmuyorum! Iste boyle analar, babalar, yarlarla vatan kurtulur. Doguya askere gitmek, jandarma olmak istiyorum diye gonullu olup askeriye kapilarina yigilanlarla! Boyle yuce gonullu bir halk elbet ezdirmez kendini cani capulcuya ama daha cok canlar gider, daha cok atesler duser ocaklara itin soyu tukenene kadar. Devlet olarak artik dogru kararlar alma, halk olarak tek vucut olma vaktidir. Atesi dustugu yerden kaldirip geldigi yere gonderme vaktidir..
SANLI TURK ORDUSUNUN CESUR KAHRAMANLARI! VATAN SIZE MINNETTARDIR! CANINIZI KANINIZI VERDIGINIZ BU MEMLEKET SIZI HIC UNUTMAYACAK! MEKANINIZ CENNET, MERTEBENIZ YUKSEK OLSUN! MUSTAFA KEMAL ATATURK'UN KAHRAMAN COCUKLARISINIZ SIZ!
NE MUTLU TURK'UM DIYENE!

30 Eylül, 2011

Ask 2 yasinda!

Lorenzo Fikret Dicosimo... Ismiyle mustesna harika kucuk adam. Adinin icinde bitanecik dedemi tasiyan, evinde tek kelime Italyanca bilen biri olmamasina ragmen koklerinden dolayi haso bir Italyan ismiyle cagirilan kucuk canavar. Tam iki sene oldu hayatim degiseli, boyle bir askla tanisali.
 Karsiliksiz asklara tutulduk ya hepimiz vaktiyle, platonik hani, sevdik sevdik bisey olmadi, sevilenlerin ruhu bile duymadi; karsiliksiz ask diyince ilk o gelirdi eskiden aklima. Ben sevmisim , o sevmemis, cok uzucuymus, Allah onu kahretsinmis falan... Simdi biliyorum ki karsiliksiz ask o degil. O mevzuda cok belli ki karsilik beklemissin ve alamamissin ama asil karsiliksiz ask evladina olani; Karsiliginda hicbirsey beklemeden onu sevmek aslolan. Ne olursa olsun sevmek. Dunya yikilsa bi onu kurtarmaya calismak, sacinin teline zarar gelse tas tas ustunde koymamak. Sinirlenip sana vurdugunda ah canim ne tatli vuruyo demek, sana tabagindaki yemegi kasikli mancinikla firlattiginda, ay ne seker firlattin demek. Sacma sapan seylere sevinip onu bunaltana kadar sikistirip opmek. Iste bu o, karsiliksiz sevmek. Tarifi cok zor, ici titriyor insanin, akli duruyor...
Oglum 2 yasina giriyor sadece 10 gun kaldi, oyle yorgunum, oyle daimi bir uykusuzluk icindeyim ki sormayin. Bu Lorenzocuk bu aralar 2 yas sendromu geciriyor. Korkacak bisey yok , her cocugun gectigi bi donem, ilk ergenlik diyorlar bi adina da. Ozgurlukcu, yenilikci, inatci ve bol bagirgan bi zaman dilimi... beni de dilim dilim etti :)) cabuk gececegini umuyor sikiyoruz disimizi. Ya sabir cekip oyalamaya calisiyoruz. Iste oyle zamanlarda bile yuzune bi bakiyorum bu minik adamin ve Allaha nasil sukredecegimi sasiriyorum onu bana verdigi icin. Saglikli, yakisikli, cimcime bi ogul verdi bana hayat. Oyle sansliyim ki... Hergun yeni bi kelime ogreniyo, yavas yavas konusuyo, yarisi Turkce, yarisi Ingilizce, komik komik isler yapiyo. Akli ermez, anlamaz dedigimiz seyleri elinin ucuyla yapiyo, sasirip kaliyoruz..
Oyle bir macera iste... Derler ya hayat sinar insani hep diye, evlat en buyuk sinav. Sen ona ne veriyorsan o kadar olacak bi insan. Ne verirsen onu yiyebilecek, ne ogretirsen onu bilecek. Oyle zor ki, onu nasil sekillendirecegini bilmek, kalbinin sesini dinlemeye calismak, sinirlari onu zorlamadan, kisitlamadan, incitmeden cizmeye gayret etmek. Velhasil, annelik zor zenaat..
Arada bir duyuyorum etrafimda anne olmak istemeyen kadinlar. Tibbi mecburiyetlerden oturuyse tabii ki soylencek soz yok, o baska, ama eger vucudunuz el veriyorsa bu duyguyu tadin derim. Bu, baska hicbi duyguyla yama yapilamayacak bi his. Yasadiginiz en buyuk asklar, ana-baba sevgisi, en degerli dostunuz, kopeginiz, evlat sevgisinin yaninda viz gelir tiris gider. Hazir olmayi da beklemeyin oyle uzun uzun, cunku hic bilmediginiz bi duyguya, maceraya hazirlanmak pek mumkun degil. Allah size boyle bi aski yasama yetisi vermisken bunu pas gecmeyin derim. Siz de cok yoruluun, siz de uyumayiin ama mutlaka ki siz de ASIK OLUN...:)
Canim oglum, tatli Lorenzom ,dogumgunun kutlu olsun, mutlu, saglikli, gunes gibi omrun olsun. Hayat sana hep harikalar yaratsin, karsina hep iyi insanlar cikarsin ,guzel gozlerin hep sevgiye baksin.
 Seni seviyorum, hergun daha cok ve daha cok... Bana hep gul..

10 Ağustos, 2011

Skype'in ne oldugunu bilmeyenler, bir skype hesabi olmayanlar ne kadar sansli olduklarini bi bilseler... Uzakta yakinlari olmayan sansli insanlar... Annesinin babasinin yuzunu iki dakka gormek icin saatlerce randevulasmaya calisan cocuklardan habersiz.. evet annem gitti, bu yazi o yazi. Bir haftadir cekirdek ailemle basbasa dunyanin obur ucunda yeni habitatima alismaya calisiyorum. Bazen cok sikici, bazen cok yalniz, bazen cok yurekli ve sersem. ani anina uymayan bi ruh durumu. Bi an ustume cokuyor aradaki bilmem kac bin kilometre, canim aciyor ozlemekten, 5 yasinda ufacik bi kiz cocugu gibi annemi istiyorum diye aglayasim geliyo, bi an kocaman bi kadin oluyorum herseyin harika olacagina kendi kendine sozler verip iknaya calisan. Ilk ben mi ayrildim yuvadan diyorum, herkes nasi yapti ben de yapicam elbet diyorum. Cok guclu oluyorum o an. Gucum herseye yeter saniyorum. En harika cocugu ben yetistiricem, en iyi evlilik benimki olucak, en guzel isi ben bulucam, en has arkadaslari ben edinicem, burda olmanin tadini cikaricam saniyorum. Oylesine sanmak da degil, baya inaniyorum hepsine. hayatim boyunca herseyin cok iyi olacagina inandim ve cogunlukla oldu, allah beni oyle harika bi aile ve oyle tatli dostlarla donatti ki, sahip oldugum ne varsa hep en iyi oymus gibi geldi, hep sukrettim. Cok sansliydim, Muna'nin degisiyle kendi kendimin sans tavuguydum :) Zeyno da benden bahsederken mutlaka bi "gunes" koyar cumlenin bi yerine, daha ne istenir ki? iste simdi bu kadar dostluk ve aile ozlemi cekmemin sebebi bu... Cok harika insanlar var etrafimda, birden top yekun gunluk hayatimdan eksilince bu harikalar, insan dengesini kaybediyor. Ip ustundeki cambaz gibi, bi bi tarafa egiliyor, tam dusucekken obur tarafa verip agirligini kurtariyor. Ben de oyle, bi ozlem tarafina egiliyorum ipin, asagilara dusecegimi farkedince cekirdek ailem tarafina egiliyorum ve kurtariyorum. Oglum ve kocam oyle degerli ki ruhumun dengede kalmasini sagliyor.... Dengemi bozacak her turlu hareketten kacinip dumduz yurumeye calisiyorum, Kuyruk hep dik!
Genel durumum budur, cambazliktan arta kalan zamanlarda kendimi mesgul tutmaya calisiyorum, yeni bi arkadasim var, Lorenzo'dan az buyuk iki cocugu var. Hem cocuklar iyi anlasti, hem de biz. Bu hafatsonu kocalarimiz da tanistirip onlarin nasil anlastigini da gorucez. Ikisinin de adi Michael, sempatik bi tebessum yaratir adaslar, insallah onlar da iyi anlasirlar... Iste bu yeni arkadasimla planlar yapiyoruz, cocuklari eglicek yerler buluyoruz. Sonra spora basladim, o da biraz oyaliyor, hem sonra insan sikintiya da alisiyor :) cok siki bi facebook'cu olmamdan mutevellit herkesin gezmesine tozmasina, kiminle nerede olduguna hakimim evelallah ama iste kordon ve Cesme resmi gordukce icim gidiyo biraz. Sonra bi de Skype var, iste en yakin arkadasim o :) Gozdeyle konusuyorum, annesinin yaninda Urla'da, her metrekaresini bildigim evi bilgisayardan gorup icim bi hos oluyo, sonra Gozde haini karsimda Dilek teyzemin firinda biber dolmalarindan yiyo, canavar ruhlu insan! babamla, cici annemle konusuyorum, onlar da yazliktan gelip gelip kosa kosa bilgisayar basina oturuyorlar, Lorenzo bi dede diyo, babamin cigliklar muhtemelen karsiyakadan duyuluyo:) Kardesimle konusuyoruz, bi oturduk mu kalkmiyoruz, dedikodu dedikodu.. Cok gec buldugum kiz kardesim, paylasabilecegimiz onca seyi benim kafasizligim yuzunden kacirdigim kardesim, beni ne kadar sevdigini cok once anlamis olmayi istedigim kardesim.. halbu ki ne guzelmis kardes olmak... Dayimlarla konusuyorum, yengemi gorunce cok agliyorum, neden bilmiyorum, yas araliklarimiz yuzunden ablam gibi olmasindan belki, cok seviyorum onu. Dayim, cocuklar. Agliyorum yine, yazilmiyor... Ananemi de gosteriyor bana arkadasim skype, o mis kokusunu geciremiyor Aylusumun bilgisayar benim tarafa ama olsun, gormek de guzel. Buyudugum evde bir bilgisayar, karsisinda Aylus... Teknolojik soka tabi kalmis bir nesil onunki. evlerinde degil telefon elektrik bile olmayan bir grup 60 yas ustu insan simdi bilgisayarla dunyanin obur ucundaki torunlariyla goruntulu konusuyor. Soka bak, kafadaki karisikliga bak... Artik sorgulamiyor durumu, gordugune seviniyor o kadar. Arnavut damari var kendisinde, hele hafif yollu dalga gemeye calis yersin paparayi. Bi kere Ankaraya geldiginde kizdirdim, bi baktim girdi iceri topladi valizi ben gidiyorum diye durdu kapiya :) Ozgur ruh! gezgin Ayla, bilmem kacinci dunya turuna bu sene baslaman dilegiyle canikom:) Ananelerin en guzeli sen misin diye dusunuyorum bazen :) Artist seni! :) Iste annemle konusuyorum bi de... Nasil anlatsam ki... Konusuyoruz iste, oylesine.. dokunsan aglicak iki insan aglamamak icin nasil sacmalarsa oyle konusuyoruz. Uyusturulmus gibi.. hicbisey yokmus gibi. Pek saglikli olmadigini dusundugum bir netamet icinde. Gerisini gorucez elbet. Belki bu durgunluk guc vericek bana bilemiyorum. Son uc aydir annemle beraber yasadik yasadik, simdi yok, o nasil bosluk?? Iste boyle bosluk..BOS-LUK...
Kendime yeni bi cember yeni bi sisitem kurmaya calisiyorum iste. Varlarimla yoklarimi kefelere koyup dokup sacmadan gitmeye calisiyorum.
Bilgisayar ekranina ilistirilmis bir hayat sahibiyim, ailemin gul yuzunu gormek icin internetten medet uman, hafif depresif bir kucuk kizim.
Ben; Harika bir erkek cocuk sahibi , en tatli kocayla evli, guzel bi sehrin guzel bi evinde yasayan sansli, becerikli ve hos bir kadinim ;)
Hepinizi selamlarim...

23 Temmuz, 2011

Hadi bakalim...

Benim kimisi deli sacmasi, kimisi inci tanesi yazilarimi takip edip okuyan sevgilli arkadaslarim, esim, dostum, yarenlerim... Uzuuun bi aradan sonra tekrar ilham perileri ucustu basimda, hem sizi bi haberdar edeyim olan bitenden, hem de accik yaziyim da elim acilsin istedim :)
Cogunuzun malumu, denizler asip baska baska kitaya, baska baska ulkeye kondum. Goctum bildiginiz.. Kuslar gibi... Yuvami kurdum burda da, kocami, bebegimi koydum icine yasiyorum. Tam bir ay oldu vatan degistireli ama simdiden Turk bayragi gordum mu icim bi fena oluyo, aglayasim geliyo. Zormuss, cok zormus... Insanin vatanindan ayrilmasi tahminimden zormus... Gurbete gitmek her baba yigidin harci degilmis.  Daha geldigim ilk hafta zor bi sinavdan gectim. Sebat edip yazilarimin hepsini okuyaniniz varsa bunda 9 ay once yeni hayat adli yazimda adi gecen Gogulan ailesinin yeni ferdi dunyaya geldi ben buraya geldikten bi hafta sonra ve annesini baya bi zorladi gelirken. Cok sevgili Pinarim buyuk tehlikeler atlatti ve ben iki gun boyunca telefon bile edemedim, sesini bile duyamadim. Iste o zaman cok kufrettim, kadere bak dedim, cok korktum... En zoru bu iste gurbetligin. Elin kolun bagli oylece bekliyosun, birileri seni hatirlasin da bi haber ucursun diye... kendi kendini yiyosun.. Allah bi daha oyle halde birakmasin beni... dedim ya, ayrilik her yigidin harci degil...
Alisicaz ama tabi, sevgiyle geldim buraya, sevgilimle geldim. Mike'la evlenmeye karar vermeye calisirken su soru vardi hep aklimda; Onsuz yasayabilir miyim? yasayamayacagima karar verdim ve onunla evlenmeyi sectim. 4 senedir ayni yastikta basimiz. Aile olduk, dost olduk, sirdas olduk, arada bi dusman olduk ama hep bir olduk. Iste o yuzden, onsuz kalmak istemememden geldim buralara ve goze aldigima degdi herseyi. En ufak bi pismanligim, mutsuzlugum yok. Yine olsa yine yaparim.... Yine dunya tatlisi kocamla evlenmeyi secerim, yarin Tanzanya'ya tasiniyoruz dese, piliyi pirtiyi toplar oraya da giderim.
 Her ne kadar ananem Izmir'den ayrilmamiza bi hafta kala "Bu Mike seni benden istemedi mi zamaninda, ben fikrimi degistirdim, vermiyorum seni, gitme bi yere" gibi cikislarda bulunduysa da, hepsini birbir bertaraf ettim ve sagsalim ayrildim yuvadan :) Anane dedim, kucagimda bebemle olcak is mi simdi dedim, biraz gec kalmadin mi fikrini degistirmek icin dedim, ben bakarim bebene de sana da dedi :))) Ananem... seviyorum Aylus'u! :)) Latife tabi hepsi, anne yarisidir ananem, cok duskundur bana. Cok ozluyor simdi, ben de onu....
Velhasil-i kelam, geldik iste. San Antonio, Texas'tan bildiriyorum! Oncelikle sunu bildirmeliyim ki burasi cok sicak. Ama oyle boyle degil, bildiginiz gibi hic degil... fena sicak! Sabah da sicak, aksam da sicak, oglen zaten sicak. Anlatabiliyo muyum??? Neyse sicaktan arta kalan zamanda cevremizi taniyalim gezileri yapiyoruz annemle beraber. Annem burda, benimle. Beraber geldik. Hem bana yolda belde yardim etsin, hem yerlesmenin ucundan tutsun hem de cocugunu nereye biraktigini gorsun ici rahat etsin diye. 10 gun daha burda. Sonra gidiyor... Sonrasi... Onu bilmiyorum iste. Dusundukce icim gidiyo, burnumun diregi sizliyo. Evet tum ailemi ozluyorum ozlicem, can dostlarim var ozluyorum ozlicem ama annem... O gidince naapcam onu bilmiyorum. Ana kuzusuyuz iste hepimiz , otuzuma yaklastim, coluga cocuga karistim hala annem de annem! Asil o gidince dank edicek sanki, onu 10 gun sonra ayri bi yazida masaya yatirmayi dusunuyorum. Simdilik burda, benimle, ana-kiz gezip tozuyoruz. Mis! icimin katilmasina cok fazla izin vermeden hemen baska bir konuya atlamak istiyorum, Dedigim gibi 10 gun sonra mendilleri hazirlarsiniz , aglaya aglaya yazip okuruz beraber..
Simdi efendim ben geldigimin ucuncu gunu burda temel besin maddelerim olan beyaz peynir ve yogurda ulastim. bir ortadogu marketi, icinde envayi cesit Turk mamulu! Cennet! Sucuklar mi ararsin, yufkalar mi ararsin, marmarabirlik zeytinler, ulker gofretler, Mehmet Efendi turk kahveleri, rize Turist Caylari( Bilen bilir, Rize Turist cayindan baska kralini tanimam) her sey var! hem oyle cok pahali da degil. Ben zevkten dort kose tabi. Ertesi sabah annemle bi kahvalti sofrasi kurduk sanirsin Patlican'a gittik serpme kahvalti cekiyoruz! Boylece anladim ki meger en cok turk isi farkliliklar kahvaltida ortaya cikiyo, onun disinda cok fazla uyumsuzluk yaratcak bi durum yok. Tabi benim her tur yemekle kasik kasik yogurt yeme kapasitemi saymazsak :) Bi acayip bakiyorlar burda bana, neymis efendim yogurt meyveli olurmus, ara ogun yapilirmis onunla. Halt etmissin sen! Ha bu arada bugun annemle alisveri yaparken baklava ve cigdem bulduk!! (Simdi okurken sikilmayin hic, uzayli gibi de bakmayin , boyle ufacik seyler insani bi sevindiriyo anlatamam! Normalde Izmir'de yemedigim seyleri Turk isi diye burda alip yemege basladim. Be$er...) Sonraaa eve gelip Tosun Pasa seyrettik :)) nasil miii??? Mikicim ben kendimi evde hissedeyim diye bana acayip bir PC-TV sistemi kurdu, siz orda ne seyrediyosaniz, ben de burda aynisini seyredebiliyorum :))) Boyleceeee, vakti geldigindeee Hurremcani yine birlikte cekistirebiliriz ;)
ha unutmadan, Facebook'da gunlerdir carsaf carsaf yaziyorum ama gormemis, duymamis olaniniz varsa eger hemen 500. baskiya geciyim. Ehliyet aldim iki-uc gun once, sinavlarda 100 cektim falan filan. Bakmayin face'te isin girgirindayim ama cok samimi bisey soyliyim asil bu kadar ovunmemin sebebi bu isi tek basima halletmis olmam. Mike'in izni bitip ise basladigi icin, yalniz halletmek zorundaydim. Mike tarif etti yollari, tek basima gitiim, saatlerce sira bekledim, sinavlara girdim sonra ehliyetle eve dondum. Eee nolcak yani diyebilirsiniz ama benim icin cok muhim biseydi, ondan oyle gunlerce sozunu ettim. Simarikliktan degil de baska bir histen oldugunu anladiginiz saniyorum suan... Anlamayanlari da ayrica opuyorum :)))
Iste boyleeee, gunler boyle gecip gidiyor... skype'ta ananemle,dayimla, babamla, gozdemle konusup konusup, kapatinca aglamaktan baska, annemi gondermekten odumun patlamasindan baska burda hayat cok da fena degil. Lorenzo cok mutlu, evin ufak bi arka bahcesi var, orda oynayip duruyo, hergun daha da buyuyo, konusmaya basladi tek tuk, derdini anlatiyo (Oncacik cocugun ne derdi olcaksa artik :)) Ben de yeni hayatima alismaya calisiyorum. Arkadaslar ediniyorum, kuyrugu dik tutmaya calisiyorum. Turkce konusurken araya Ingilizce kelimeler sokmamaya calisiyorum ki onumuzdeki yaz Izmir'e geldigimde bana Almanci muamelesi yapmayin :) Bundan sonra yazmaya calisicam daha sikca, beni merak edenleri de habersiz birakmamis olurum hem.
Bu yaziyi yazan Tosun... hahahahahah! Degil tabii ki, Bu yaziyi yazan Oya, okuyan herkesi sevgiyle kucaliyor ve bol bol opuyor! Ben buralardayim, uzaga dustum diye beni unutmayin, boslamayin. yazin cizin, birakmayin... Eger bu yaziyi sonuna kadar okuduysaniz size ihtiyacim var demektir, ozel listemdesiniz demektir...  Sevgiler....

09 Nisan, 2011

Bu eve bahar gelirse...

Bu eve bahar gelirse bilmiyor mu gidemeyecegimi... Balkon sezonunu acarsa sere serpe (Ankara 5/17 gibi) nasil birakilir?? Sabah kalkip da perdeleri actigimda gunesli, baharli, guzel bi gun doguyorsa salonumun ortasina nasil hazirlanir bu bavullar?

Gidiyorum....

Evimi topluyorum... Yillarca gozunun icine baktigim esyalari, bu da alinir da tasinir mi simdi taa oralara diye bi kenara atiyorum, icim gidiyor... Her yerine yerlestigim, her kosesine sindigim, en ucra dolabinda bile sacma sapan esyalarim olan bu evi bir bir bosaltiyorum. Tek tek bakiyorum her cekmeceye , her cekmecenin nerdeyse yarisni kaldirip atiyorum. Atmak cok zor bana, benim ya onlar, heryere benle gelsinler istiyorum.. ama bu sefer cok uzaga yolculuk... yatili seyahat... yatcaz kalkcaz, yatcaz kalkcaz, yatcaz kalkcaz ve sonra yine...Geri donulmiycek bu eve. Evliligimin ilk yillarini yasadigim, oglumu dogurdugum, es olmayi, anne olmayi ogrendigim bu eve geri donulmiycek. Izmir'e gelip gittigimde onunden hep gecilicek ister istemez ama basimi kaldirip bakamiycam muhtemelen buyuk gri binanin 4. katina. Bi baska ailenin burada koklendigini, BENIM evimde oturdugunu, benim balkonumda yemek yedigini gormemek icin...

Duzenimi bozuyorum... Tam ortasindayim herseyin, esik atlamak uzereyim. Farkina bile varmadan yavas yavas olusan bi duzen var bu evde. Annemin duzeni degil, universitedeki ev arkadasimla paylastigimiz duzen degil. Ben de buyumusum de ev kadini olmusum, evimin kendi duzeni olmus??? Bu duzen benim duzen. Canim boyle istiyo, boyle yapiyorum sistemi, karismayin duzeni :) Elbet kurulacak yine dunyanin obur ucunda da olsa ama ilk evim gibi tatli olmasi zor.
O yuzden fotograflarini cekiyorum anlamli anlamsiz bi senedir. Heryeri tek tek cekiyorum, Mutfaktaki havlu nerde duruyodu, salondaki perde ne tarafta toplaniyodu, Lorenzo'nun oyuncaklari nerde kutulanmisti hepsini hatirlamak istiyorum. Ben bu evden ciktiktan sonra da orda oylece duruyorlarmis gibi yapmak istiyorum..
Kendimi kandirmak... istiyorum...
Her gun bi hurc daha iniyor, toplaniyor geri kaldiriliyor, yarisi eksilmis olarak. Ev naftalin koktu, sanki sadece yazliklarimi kisliklarimi degistiryormusum dolaplarda gibi. Mevsim degisikligi gibi ama bu mevsimin takibini uzak yerlerde giyicem.

Zor iste... Birakip birakip gitmek zor. Cikip cikip gelivermek isticem, olmicak...

Yeni umutlar tasimaya usensem de yapilacak daha iyi bisey yok. Herseyin cok guzel olacagina, harika insanlarla tanisacagima, mis gibi bir evde oturacagima, iyi bir is bulacagima, sevdigim arabayi alacagima, cocugumun guzel okullara gidecegine, kocamin mutlu olacagina inanmaktan baska bi yol yok. Inaniyorum o yuzden, heycanlaniyorum. Yeni hayatim icin sabirsizlaniyorum, tum pozitiflerimi, isiklarimi, yildizlarimi, rengarenk birlsetirdim bekliyorum.

AMA bu eve de bahar geldi be...

21 Mart, 2011

Hatirlatma notu

        Bazen oyle zamanlarda oyle seyler oluyo ki, yaptigin seyi niye yaptigini bile unutmusken bi kelime, kucucuk bi jest, bi mesaj, alelade bi dokunus veya bazen de 6 adet hot dog ekmegi neyi niye yaptigini, neden orda oldugunu hatirlatiyor insana...
        Gunluk hayatin telasi, seni durmadan gerekli gereksiz bi takim sinavlara tabi tutan yuce rabbin insafi, etrafindaki insanlarin ruhani kitligi, cok buyuk heyecanlarin yoklugu, baska baska hasretler adami yordukca yorarken birden bi ugur bocegi gibi gelip konuveriyor parmaginin ucuna hatirlatma notun. Iste o an bir sicacik gulumseme ki yerlesiveriyor yuzune. Yaninda bulunanlarin anlam veremedigi bi salaklik cokuyor ustune. Hatirlatma notu sonrasi anlik, siddetli mutluluk carpmasi! Sok tedavi gibi bisey. Insani kendine getiriyor. Yagmurlu bayik bi hava birden gunese donuyor.
         Kucucuk bisey oldu bugun; Kocamla sabah sabah oturmus televizyon seyrediyoduk, Lorenzo yerlerde mizirdaniyo. Butun gece beni uyutmamis ama kendi oyle boyle uyumus enerji tam, kudurmaya devam ediyo. Reklamlar basladi, yeni Namet reklamlarindan biri, sosileri, hot doglari falan gosteriyorlar. Benim de canim cekti ama hic Mike'a yalakalik yapip hadi nooolur git al gel dicek takatim yok, zaten adam Pazar Pazar ne cikcak disarlara da hot dog arancak.... Reklam bitti, kendi sesimi bile zor duycak bi tonda, hadi sen hot dog al gel dedim, dizinde yatiyodum, daha lafim bitmeden ayaga firladi, nereye gidiyosun dedim, e hot dog alcam dedi. Gitti yarim saat sonra elinde hotdog mazemeleriyle geldi, bi guzel yapti, yedim! Iste o hot doglar benim hatirlatma notumdu. Iki gundur uykusuz ve yorgun haldeyken, kendim dahil herkese uyuz olurken kocam "ama ben seni cok seviyorum" dedi ve hepsi gecti gitti. Hayatimda beni dusunen, beni mutlu edecek ufacik seyleri kosup yapiveren, ben mutlu olunca gozunun ici gulen, beni seven bir adam var. Bi de bana verdigi bir baska ufak adam. Onlar icin burdayim ve yaptiklarimi yapiyorum. Ikisine de sonuna kadar deger, cunku onlari cok seviyorum. Ara sira yorgunluktan sikayet etsem de cekirdek aileme sacimi supurge etmege devam ediyim diyorum :))

10 Ocak, 2011

Icimdeki kucuk volkan...

Orta 2'de geldiler bana... Bi pazar sabahi annemin yanina gitim uyandirmaya, yanina kivrildim, aglamaya basladim. Uyandirmaya degil de yaninda aglamaya gitmistim hatt-i zatinda, zira butun gece kurmustum. Niye agliyorsun dedi, kafadan girdim olaya, "Anne benim birsey yapmam lazim! Ya cok iyi bi muzisyen olmam lazim, ya cok unlu bi oyuncu olmam lazim, ya bi icat yapmam lazim ya da Nobel odulu falan almam lazim... Benim bisey yapmam lazim..." O zamanlar Nobel odulunun niye, kime verildigini bile bilmiyodum ama buyuk isler becerenlere veriliyodu, o kadarini biliyodum. Annem yatakta gozu yari acik yari kapali halde dogruldu. Buyuk bi dikkatle ne tepki verecegini bekliyordum. Annem herseyi bilirdi, bunlari yapip yapamayacagimi da bilebilecegini umuyordum. Yuzundeki en ufak bi mimik, sesindeki kucucuk bi alay kendimi sonsuza dek yerin dibine gommem icin yeterliydi. Annem her zamanki gibi iyimser, sakin ve samimi tavriyla; eger yeterince istersem ve geregince calissirsam bunlarin hepsini yapabilecegimi soyledi. Oyle sakindi ki. Sanki 13 yasindaki kizi kotu bi not aldigi icin ya da arkadasinda olan ayakkabinin aynisindan istedigi icin agliyodu! Yaninda yatmis hungur sakir, ben bir dahi olmaliyim diye aglayan, kendince icinde firtinalar kopan bir cocuga ne denilirdi ki? Bundan iyisi denmezdi elbet! Cok calisirsan yaparsin. Kendine inanirsan olur. O gun oracikta kendime inandirdi beni annem. Bi annenin cocuguna yapabilecegi en buyuk iyiligi yapti. Eger bana bi tarafiyla gulup, sacmalama hadi git yat daha erken deyip beni odama gonderseydi cok baska olurdu hersey.  Evet baska olurdu da nolurdu diyeceksiniz, zira henuz herangi bi konuda un yapmisligim ya da bi Nobel kazanmisligim yok ama hala icimde varolan, beni bazen kendimi en ise yaramaz hissetigim anlarda yukari cekmegi beceren bir inancim var. Kendime inancim. Istersem becerebilirim inanci. Bir konuda virtioz olamadimsa yeterince istemedigimden ya da geregince caba sarfetmedigimdendir. Buyuk bir potansiyel mevcut icerde. Hala boyle hissediyorum, bigun cok buyuk isler basaricam, boyle bir potansiyele inanmaktan cok mutluyum, kendimi onemli hissettiriyor. Sanki yuzyilin dahisi icimde yasiyor da ona disari cikma vakti gelene kadar iyi bakmaya, hizmette kusur etmemege calisiyorum. Belki de Orta 2'den beri  d-e-l-i-r-i-y-o-r-u-m da haberimizi yok :) Ya da kova burcu olmamin dayanilmaz hafifligi bende belli bi agirliga yol aciyor...
Saka bi yana cok kucuk yaslarda gelisen ozguven duygusu, ilerde hayatta nerede durdugumuzu tespit eder. Kendine guvenen- bos bi guvenden, atip tutmaktan bahsetmiyorum ama, gercekten yapabileceklerine guvenen, kibirsiz- kuyrugu dik tutan, atak insanlar hep kazanir... belki Nobel kazanmaz ama iyi dostlar kazanir, etrafindan ovguler kazanir, guzel paralar kazanir. Kendi kucuk cevresinde tatli bi un kazanir....
 Ve artik, ilk Turk astronot olamayacagini ya da en ufak bi muzik aletini bile tingirdatamadigini anlayan bendeniz bu kucuk tatli unun pesindeyim... Nerde olursam olayim, sekerpare annemin sondurmege kiyamadigi, icimdeki kucuk volkanla gezmekteyim...